15 Mart 2013 Cuma
O ELLER HİÇ BIRAKILMAYACAK!
Cesaretli sevgilim moralli bir şekilde annesine el sallayarak giderken ameliyathaneye.. Ben de çok uzaklardan onu tüm kalbimle ve dualarımla yolcu ediyordum o soğuk odaya.. Yanında olamamak çok koymuştu bana ama bu uzaklık bu ayrılık bizi birbirimize daha çok bağladı ben hep buna inanıyorum sevgilim..
Türkiyeye iner inmez koştum geldim hastaneye.. Neyse ki durumun çok iyiymiş annenden aldım haberini.. :) Endişelerim azalmıştı ve daha güzel daha pozitif duygularla geldim yanına aşkım.. Seni yatağında öylece masum öylece güzel görmek çok üzse de beni Allaha binlerce kez şükür ediyordum seni böyle sağlıklı gördüğüm için..
SENİ O KADAR ÇOK ÖZLEMİŞTİM Kİ.. O 4 GÜN BANA 4 YIL GİBİ GELMİŞTİ ADETA VE O GÜN BİR KEZ DAHA ANLADIM Kİ.. ASLA O ELLERİİNİ BIRAKIP UZAKLARA GİDEMEYECEĞİMİ...
Ellerini bir an olsun bırakmak istemedim o gün.. Anneninde anlayışı ki ona da çok minettarım.. Benim bütün gece seninle olmama saygı duyuşu.. Her şey çok güzel ve özeldi bizim için..
Seninle o odada inşallah bir de bebeğimiz için bulunacağız aşkım.. Bunu hayal ettik o gece ve hayali bile çok güzeldi.. Allah o günleri de bize göstermeyi nasip eder inşallah...
FACEBOOK DA İLK FOTOĞRAF..
Veeee büyük gün gelip çatmıştı.. İlişkimiz başlamadan önce planlamış olduğum UKRAYNA gezisine gitme vakti gelmişti.. Adı çıkmış 9 a inmez 8 e olan bu ülkeye beni gönderdin yaa.. Bana GÜVENDİN yaa.. İşte bu sağlam temeller üzerine kuruluydu aşkımız.. Aslında aşkım sen bana güvendiğin kadar kendine de güvendiğini gösterdin o gün; asaletini gösterdin..
Yolculuktan önce de İzmirde birlikte çok hoş zaman geçirdik kaldı ki bu fotoğraf da bizim sosyal medyada mutluluğumuzu, aşkımızı paylaştıgımız ilk fotoğraf olarak tarihe geçti..
O gün verilen sözler ve oluşan güven duygusu ilişkimiz boyunca tutulacak, hatırlanacak ve yerine gelecek sevgilim..
Değinmeden geçemeyeceğim..O güne dair unutamadığım en özel anlardan bir tanesi de Berry Blues daki cesaretindi sevgilim.. 5 erkeğin cesaret edip de içemediği ne olduğu belirsiz şeyi shut yapman beni de gerçekten çok etkiledi :)))
11 Mart 2013 Pazartesi
SABRİNA SİTESİNDE İLK CHECK - İN
Hoşgeldin kadınım benim, HOŞGELDİN!
Ayağını bastın odama,
Kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi,
Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde..
Ağladın, avuçlarımdan döküldü inciler..
Gönlüm gibi zengin;
Hürriyet gibi aydınlık oldu odam..
Hoşgeldin kadınım benim, HOŞGELDİN!
Bu fotoğrafta da " Sen yeter ki benim ol; ev işlerinde ben sana hep yardımcı olurum " imajı çiziyorum sevgilim.. Her ne kadar ev işleri bir bayanın eline yakışsa da yetişemediğin zamanlar da yardıma ihtiyacın olduğunda ben hep yanında ve seninle olacağım herşeyim..
Ayağını bastın odama,
Kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi,
Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde..
Ağladın, avuçlarımdan döküldü inciler..
Gönlüm gibi zengin;
Hürriyet gibi aydınlık oldu odam..
Hoşgeldin kadınım benim, HOŞGELDİN!
İlk kez kendi ellerinle yaptığın yemeklerden yiyecektim o gün..Kısır ve kek yapmışın bana.
Apayrı bir tadı oldu yemeklerin sanki damağımda sen yapınca..Gerçi o kadar aşığım ki sana " elinden zehir olsa yerim " moddayım :)
İlk kez birlikte ev ortamını soluduğumuz gündü bugün ve ömür boyu hep el ele göz göze aynı evde yaşamayı prova ettiğimizbir gündü..
Anneannemle tanıştın ilk kez o gece.. Sevdi seni e bide hemşire olunca.. Uzun boylu dallı budaklı efendi oturaklı oturmasını kalkmasını bilen bir kızmışsın sonuçta.. Eh yemek yapmayı da öğrenirmişsin zamanla :)
Anneannemde onayı verince Sabrina sitesinde ilk check - in yapıldı AŞKIM BENİM..!
7 Mart 2013 Perşembe
KAHVE FALIMIZ..
BİR BEYAZ KALP, GÖRDÜM ORDA;
ÇARPIYOR, İNLİYOR AŞKIM İÇİN..
BİN HARFİMİN BİR HARFİ OL
İSMİMİN BAŞ HARFİNİN YANINDA..
NASIL BAŞLAR; NASIL BİTER,
KISMETİ PARLAK OLAN BU FAL..
3 GÜN MÜ DESEM? 3 AY MI DESEM?
3 YOL VAR HANGİSİNE GİTSEM?
İÇİM FERAH, YOLUM AÇIK
AY DOĞMUŞ KALBİMİN ÜSTÜNE,
ÇOŞGUN DENİZ, SICAK KUMLAR
İŞTE BU BENİM KAHVE FALIM..!
"Bir kişinin kahve falında kalp görmek, o kişinin, iyi niyetli, eli açık, ve dürüst olduğunun en açık göstergesi niteliğindedir. Kahve falında kalp aynı zamanda, sevgi, aşk; ve güzel duygular anlamına gelmektedir."
Aslında fala inanmam ama falsız da kalmam.. Kimine göre kahve fincanlarının içindeki bu tortular birşeylerin simgesi ; kimine göre (Aşkıma göre) tükürüklü içmekten başka birşey değil :) Her neyse orada apaçık bir kalp çıkmış.. hadi ne kadar tükürüklersen tükürükle çıkar bir daha bu kadar net bu kadar güzel, o kalbi ortaya.. Ben küçük işaretleri güzel şeylere yorma taraftaryım ve bu kalbin anlamıda bence büyük aşkımızı simgeliyor herşeyim..
İŞTE ŞİİRİMDE DE SÖYLEDİĞİM GİBİ BU DA BİZİM KAHVE FALIMIZ..!
24 Şubat 2013 Pazar
İLK KONSERİMİZ "SILA"
Günler öncesinden biletleri tükenen Sıla konserine gitmek heyecan veriyi olduğu kadar bir o kadar da kaygı vericiydi.. Sevgililer günü özel konseri olması nedeniyle mekanın tıklım tıklım olacağını, saatlerce ayakta beklemek zorunda kalabileceğimizi göze alarak gidiyorduk. Diğer bir taraftan bizi düşündüren kalabalık gidicek olmamızdı. Çünkü her zaman toplu bir şekilde hareket etmek çok kolay olmuyordu. Sözün özü " Nerede çokluk orada bokluk! " kuralı gerçekleşsin istemiyorduk :)
Hazırlıklar bir gün önceden yapılmıştı ve saat 18.00 de 2 araç yola çıkacak diye kararlaştırmıştık ancak aksilikler daha ilk andan itibaren ortaya çıkmaya başladı. O gün çalıştığımız için hazırlanmada aksaklıkların oluşu bizi malesef tek araçla yola çıkardı ve saat 18.45 civarıydı. Planlar aksayınca, verilen sözler yerine getirilmeyince ister istemez gergin başladı yolculuk ve moraller bozuldu..
Her olumsuzluğa rağmen yolumuza devam ettik ve Leman Kültürde güzel bir akşam yemeği bizi bekliyordu. Leman Kültürün farklı zengin menüsü bana daha önce denemediğim tatları denememe teşvik ediyordu.. Ve ben buna kandım.. Sonuç Aç Kaldım :) Bir kez daha bilmediğim bişeyi yememe konusunda kendime söz verdim (!)
Diğer araçla gelen arkdaşlar saat 8 de yolaçıkabilmişlerdi o yüzden Bornovada küçük park da buluşma kararı aldık ancak Cuma günü akşam saatleri oluşu oto park sorununu da ortaya çıkarınca bize direk konserin yapılacağı yer olan Ooze Venue ye gitmek düştü. Mekana erken girmeyi avantaja dönüştürürz önlerden konseri izleriz diye düşünmüştük ama sağolsun benim Ege Üniversitesi Eczacılık da okumş kardeşim Ercüment; ben tecrübeliyim bu rası çok kalabalık olucak sıkışık olucak gelin en arkadaki kolanda yer tutalım dedi. Bize mantıklı gelmese de çoğunlukta-uyumluluk ilkesine dayanarak kabul ettik ve acı gerçekler bir kaç saat içinde ortaya çıktı..
Müthiş bir kalabalık oluştu, nefes alamaz hale gelmiştik.. Halinden tek memnun olan kişiler kardeşlerimizdi.. Sılanın ve mekanın büyüsüne kendilerini kaptırmışlar o anın zevkini çıkartıyorlardı yani olması , yapılması gerekeni.. İşte o an yaşlanmaya başladığımızı düşünmedim değil.. Onların eğlenmesi için biraz eşlik ettik ancak daha sonra başka bir mekana , rahat eğlenebileceğimiz bir yere gitme kararı aldık..
Verilen yanlış kararların ardı arkası kesilmedi o gece ve çok da güzel bir gece geçiremedik açıkcası.. beklentilerimizi karşılamadı.. Daha da ileriye gidip ilk kez yakın arkadaşlarımla tartıştım o gece..
Ama o geceye ait tek güzel bir tablo vardı o da işte yukarıdaki bu kare.. Sevgilim ve kardeşlerimle birlikte iyi bir 4 'lü olmuştuk..
İLK SEVGİLİLER GÜNÜMÜZ
Bir doğum günü ya da yıl dönümü kutlamasının verdiği hazzı malesef vermiyor bana 14 Şubat.. Çünkü dayattırılmış bir gün, zoraki sevgilerden oluşuyormuş gibi geliyor bana. Ama bu günün anlam ve önemine de saygım sonsuz tabi o yüzden bugünün gerekliliklerini de yapma taraftarıyımdır. En azından her zaman alışılagelmiş şeyleri yapmanın dışına çıkmak için bir fırsat olarak görüyorum bugünü; hiç gitmediğin biryerde başbaşa kahvaltı yapmak, başbaşa romatik bir akşam yemeği yemek ya da sevdiğine ufak sürprizler yapmak ve küçük hediyeler almak gibi..
14 Şubat 2013, bizim ilk SEVGİLİLER GÜNÜMÜZ olması nedeniyle çok daha özel ve anlamlıydı tabiki bizim için. Oyüzden farklı bir kutlama olsun istedim. Seçenekler arasında en iyisi de izmirdeki SILA konseriydi benim için..Çünkü ikimizinde şarkılarını dinlemekten mutluluk duyduğumuz bir sanatçıydı. İlk konserimiz olacaktı.. Bu özel günde sevdiklerimizin de yanımızda olmasını istedim açıkcası kardeşlerimizi ve yakın arkadaşlarımızı da düşünerek 10 bilet aldım bu gece için.. Böylelikle kardeşlerimizde kaynaşmış olabilecekti..
Sevgililer günü sürprizim açıkcası buydu ama konser 15 Şubat Cuma günüydü. Bir gün gecikmeli bir kutlama olacaktı ve amaç aslında eğlenmekti.. O yüzden 14 Şubat günü içinde bir şeyler planlamak lazımidi. Sabah erken kalkıp ellerimde çiçeklerle seni kahvaltıya götürürüm daha sonrada dershaneye geçerim diye düşünmüştüm. Bence yeterliydi çünkü önemli olan az da olsa o güne uygun farklı ve özel bir şeyler yapmaktı...
Veee.. 14 Şubat geldi çattı.. Sbah erken uyandım ve hemen bir çiçek siparişi verdim. Çünkü Aşkım severdi gülleri..Çiçekleri kaptığım gibi evlerinin önüne geldim ve ilk hediyem olan çiçekleri kötü bir sunuşla kendisine takdim ettim :) Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen aşkımın gözlerindeki mutluluk, bana sarılışı ve dudaklarından dökülen "iyi ki hayatımdasın" sözleri beni rahatlattı ve çok mutlu etti..
Kahvaltıyı kır kahvesi denilen yol kenarında, küçük, salaş ama nezih bir yerde yapmaya karar vermiştim. Mekanın otantik oluşunun aşkımın hoşuna gidişi beni sevindirdi. Kahvaltımızı yaparken aşkım bana bir kutu uzattı ve o an ilk hediyemi almanın mutluluğunu yaşadım. Hemen açıp baktım. Zevkli bir sevgilim vardı. Güzel bir gömlek ve kazak almıştı. Ama esas özel hediye küçük bir kutudan çıktı.. 1 hafta öncesinde ailesiyle gittiği İzmir takı fuarından; kaçla göz arasında, üzerinde baş harflerimizin bulunduğu özel bir kol düğmeleri yaptırmıştı. Gerçekten çok şık ve güzel bir hediyeydi benim için. Düşünmesi yeterliydi ama itiraf etmeliyim biraz eksiklendim bu hediyelerin altında çünkü ben bugünün böyle hediye yağmuruyla geçeceğini çok düşünmemiştim...
Kahvaltıdan sonra hemen hediyelerimi alıp dershaneye geçtim. Heyecanlı ve mutluydum..Önder hoca her zaman ki gibi odama geldi ve sevgililer günümüzün nasıl geçtiğini sordu. Anlattım ve hediyelerimi gösterdim. Vee Diyolog şöyle gerçekleşti:
ÖNDER ÇATAL: " Aferim(!) Odunum benim.. İlk sevgililer gününüz ve kız sana bunları aldı ve sen elinde sadece çiçekle mi gittin.. Ben bile Öznur ablana deri mont aldım. .Yürü gidiyoruz!" dedi ve ceketimizi kaptığımız gibi mont almaya gittik :) Ne de olsa çok geç sayılmazdı.. Hala 14 Şubatı gösteriyordu tarih.. Ve güzel bir deri mont beğendik.. Umarım üstüne çok yaşır sevgilim...
Önder hocadan sonra mahalle basksının sevgililer günü üzerindeki etkisini bir kez daha anlatan bir olay daha yaşadım bunu da anlatmak istiyorum :)
3 yıldır öğrencim olan Nihan'da rehberlik servisinde otururken sevgililer gününde sevgilime ne aldımı merak etmiş ve sormuştu. Bende çok detaya inmeden " Sıla konserine götüreceğim daha ne yapayım " dedim. Nihancığım (pis bir gülümsemeyle beni bozmak isteyecek olsa gerek) "AAAA.. Hocam millet sevgilisini Rihanna konserine götürüyor siz Sevgililre gününde Sılaya mı götürüceksiniz peeeeh " dedi alaycı bir tavırla.. Emine hoca durumdan haberdar tabi hafif bir gülümsemeyle naptın sen Nihan der gibiydi.. Çünkü Nihanın atladığı bir şey vardı. Hemen yerimden kalktım ve çekmeceye yöneldim. 10 gün önce almış olduğum Rihanna konseri biletlerini masaya bırakıverdim.. Ve Nihan bunu görünce yüzünde unutulmaz bir ifade belirdi. Hemen benden özür diledi.. Hoş bir anı oldu bizim için.. Paylaşmak istedim :)
Böylelikle ilk sevgililer günümüzü geride bıraktık.. Umarım ölene dek tüm 14 Şubatlarda da anlatacak bir anımız olur sevgilim.. SENİ ÇOOK SEVİYORUM!
22 Şubat 2013 Cuma
BOZDAĞ ve İLK FOTOĞRAF
Bunalmıştık.. Ve biraz başbaşa nefes almaya ihtiyacımız vardı.. Oksijen lazımdı.. İstikamet BOZDAĞLAR..
Arabada "Sıla "eşlik ediyordu şarkılarıyla aşkımıza.. O virajları döndükçe sıkıntılarım kayboluyordu.. iyi gelmişti bu dağlar bize.. Birde kar yağsa ne de güzel olacaktı aslında.. Aksine hava günlük güneşlik, üşütmüyordu sıcaklığıyla bizi.. Zaten hazırlıksız gitmiştik; üstümde gömlek, ayağımda tımberland ayakkabı.. Deli gibi aşık olduğumu her halinden anlıyordu karlı bozdağlar.. Gülümsüyordu sevgimize..
En zirveye kadar çıktık o gün.. Çünkü sadece orada kar bulabildik.. Amacımız biraz üşüyüp birbirimize sarılmaktı belkide.. birlikteyiz ve hep böyle kalacağız diye haykırmak.. İşte yukarıdaki resim ilk fotoğrafımızdı bizim. İlk gövde gösterimiz..!
İLK GÖZ YAŞI..
Sonunda beklenen gün gelip çatmıştı.. Beni en çok heyecanlandıran da bu ilk yemek için harcanan çabaydı. Aslında bu Gözde' ye verilmiş bir ödüldü ama biz bunu sahiplendik. Programı yetiştirmek için geceler boyunca geometri çözmen benimle bu yemeğe ne kadar çok çıkmak istediğinin de göstergesiydi aslında.. Sabah atılan "GÜNAYDIN GEOMETRİ" tweetini hemen üstüne almam ve bu işi oldu gözüyle bakmam bana ekstra bir motivasyon sağlıyordu..
Her zaman gittiğim bir mekan oluşu tabiki de avantajdı benim için, rahat hissediyordum kendimi ve unutamayacağım güzellikte bir akşam yemeği geçirdim seninle.. Tabi ki de hiç affedermiyim bir bahaneyle aldım hemen numaranı.. Artık bana daha yakındın..
Aradığım kızı bulmuştum çok da mutluydum aslında derken bir yandan da beni bekleyen sorunların farkındaydım ve beni düşündürmeye başlamıştı..
Aramızdaki yaş farkı, kötü niyetli kişiler tarafından kullanılacaktı bunu biliyordum aslında hazırlıklıydım da ama beklediğimden çok fazla insan yanımızda durdu.. Öncelikle Önder Çatal'a desteğinden dolayı buradan da çok teşekkür etmek istiyorum.. Mustafa Çelik ve Ali Erdem Akgül'ü de unutmamak lazım aslında.. Kimi insanlar bu ilişkiyi baltalamak istesede, ön yargılı davransalarda bu insanların desteği benim için otoriteydi ve önemliydi..
Gelelim bu şarkının hikayesine; Takıntılı bir insan olduğum için, mükemmelliyetçi olduğum için sorunları, başkalarının dediklerini biraz kafaya takmıştım esasen.. Bu durumu sana açılmak istiyordum ve bir araç lazımdı bana yardımcı olabilecek ve tam o anda Volkan Konak çıktı sahneye.. Radyo da çalan bu şiir adeta benim o an ki duygularımı anlatıyordu.. Diyor du ki Volkan Baba:
SEVGİLİM SENİN KAÇ YAŞINDA OLDUĞUNU NE DÜŞÜNDÜM ŞİMDİYE KADAR NE DE BUNDAN SONRA DÜŞÜNECEĞİM,
SEN, 3 YAŞINDA BEBEĞİM (TOMBUL,PEMBE,BEYAZ,ŞİRİN VE YARAMAZ)
SEN, 20 YAŞINDA SEVGİLİMSİN( KÜÇÜCÜK GÖZLÜ, İNCE BİLEKLİ GEYİK)
SEN, ANAMSIN 60 YAŞINDA,
SEN, YAŞI VE CİNSİYETİ OLMAYAN ARKADAŞSIN ( BÜYÜK KAVGAMDA BENİMLE SAVAŞAN, BANA NASİYATLARIN EN DOĞRUSUNU VEREN, TEHLİKELER ANINDA KANATLARINI ÜSTÜME SEREN)
SEVGİLİM SENİN KAÇ YAŞINDA OLDUĞUNU NE DÜŞÜNDÜM ŞİMDİYE KADAR NE DE BUNDAN SONRA DÜŞÜNECEĞİM,
VE İNANMIYORUM HAYIR! İNAMIYORUM SENİN BİR KIŞ GÜNÜ DÜNYAYA GELDİĞİNE,
SEN, BAHARDA DOĞMUŞ OLMALISIN TOPRAK UYANIRKEN;
SENİ DÜŞÜNMEK GÜZEL ŞEY..SENİ SEVMEK DÜŞÜNMEK ÜMİTLİ ŞEY..
DÜNYANIN EN GÜZEL SESİNDEN EN GÜZEL ŞARKIYI DİNLEMEK GİBİ BİR ŞEY..
O YÜZDEN BU ŞARKIMIZ HATIRAMIZ OLSUN SEVGİLİM..!
21 Şubat 2013 Perşembe
SARI LACİVERT AŞKIMIZ!
Flim bitti ama yorum yok.. Türkiye berbat bir flimdi diye haykırıyor.. Twitter da flim Türkiye çapında en çok konuşulan flim oluyor ama bizim hatundan tık yok! Yorum da YOK! ÇILDIRACAĞIM!
Aşığım deli gibi.. Fenerbahçe- Galatasaray maçı öncesi gibi içimde kazanacağıma dair kendimden eminlik ama biraz da olsa tatlı bir heyecan var.. Haydi Fener Haydi Fener Haydiii....!!! tezaruatları gibi fırtınalar kopuyor içimden.. aptalca bişeyler yazmanı bekliyorum adeta golü çağırırcasına..
İşte tam o an da.. AŞK adamı, Fenerbahçe aşkıyla yanıp tutuşan doğuştan FENERBAHÇELİ : EMRE BELÖZOĞLU yuvasına geri dönüyor... ve beklenen tweet..!
İşte Gooool diyorum.. İlker Yasin gibi ağlamak istiyorum(!) Ve Fenerbahçe Cumhuriyetinde ilk mesajımı atıyorum :)
İLK HEYECAN VEEE AŞK FLİMİ BAŞLAR...
Bu flim gerçekten gitmek isteyeceğim en son flimlerden biriydi; hele ki CMYLMZ gibi benim için idol olmuş bir markanın, ustadın üstüne ne münasebet!
Ama hayat böyle işte, sürprizlerle dolu.. önce bir aile çıkıverir karşına imrenirsin.. kendine benzetirsin.. özümsersin.. bir de kızı çıkıverir karşına; heyecandan tir tir titrersin, ağzın kulaklarına varıverir.. erir, biter, gidersin.. Çünkü ilk heyecandır bu.. ilk etkileşim..
" AŞIK OLDUM " Sanırım dersin Hissedersin ama emin olmak istersin.. işte bu flim bana bu senaryoyu yazmam için müthiş bir fırsat yarattı. Meslek hayatımında yardımıyla bir de ne duyayım? Koldaş ailesi saat 9 da sinemada olacakmış.. Hemen planlar.. planlar.. planlar..
3 dk içinde kafamda yazdığım senaryo kulağa hoş geliyordu.. Ve hemen uygulamaya geçmeliydim.. Ailelerimiz, her ne kadar birbirlerinden haberdar olmasalar da bu bir başlangıç olabilirdi..Çünkü birlikte yapacağımız ilk etkinlik olabilirdi bu.. Evet buna inanıyordum..Aynı havayı solumak, aynı espirilere gülmek vb. düşünsene hep istediğim hep hayal ettiğim tabloydu bu.. Platonik de olsa.. Manyakça da olsa.. bu duyguyu hissetmek istiyordum.. Hazırlıkları yaptım ve ailemi kaptığım gibi sinemaya getirdim..
Beklediğim gibi de oldu.. Her ne kadar platonik takılsam da ben bu ilişkinin olabileceğine gerçekten inandım o gece.. Flimden her kareyi bize yordum, bizi düşündüm o gece.. sen her ne kadar benimle aynı frekansta olmasan da...
Tarih 20 OCAK 2013; Soğuk bir İzmir gecesiydi.. Odanın camına
soğuktan üşümüş ama yüreği kocaman bir güvercin konmuştu. Tahmin ettiğin gibi mutluluk dolu, güzel haberler dolu bir güvercindi o.. Bir hikayenin, bir aşkın habercisiydi..
Doğduğun küçük şehirde yani aslında çok yakınında ama seni bugüne kadar hiç görmemiş, seninle hiç tanışmamış, hatta karşılaşmamış bir güvercin (!) Seni sadece ismen duyan ama tanımak isteyen bir güvercindi o..
İşte O güvercini sen odana davet ettiğin an aslında beni hayatına davet etmiştin.. bende bu cesaretle bu enerji ile seni sosyal medyada takibe almıştım o gün.. Ve seni tanımak için ilk adımı atmıştım.. o güvercin aslında benim aşkımın sana habercisiydi :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)